1951 yılında Oliver H. Lowry ve ekibi tarafından geliştirilen ve “Protein Measurement with the Folin Phenol Reagent” başlığıyla Biyolojik Ch Dergisi dergisinde yayımlanan çalışma, bu alanda devrim niteliğinde olmuştur.
Oliver H. Lowry, Nira J. Rosebroug
(İle ilgili
(Yayın için kabul: 28 Mayıs 1951)
1922’de Wu, proteinlerin ölçümünde Folin fenol reaktifinin kullanılmasını önermiştir. Bu reaktifin kullanıldığı çeşitli değişik analitik yöntemler geliştirilmiş ve serum proteinlerinin (2–6), antijen–antikor çökeltilerinin (7–9) ve insülinin (10) tayininde uygulanmıştır.
Her ne kadar bu reaktifin yüksek duyarlılığı ve yöntemsel basitliği nedeniyle önerilmesi beklenebilse de, genel biyokimyasal uygulamalarda yaygın bir kabul görmemiştir.
Bununla birlikte, bu reaktifin belirli uygulamalarda önemli bir değeri olduğu düşünülmektedir. Ancak özellikleri ve sınırlılıklarının daha iyi anlaşılması ve tam anlamıyla değerlendirilebilmesi için pH değişikliklerinin, reaksiyon süresinin, reaktiflerin derişimlerinin, proteinlerin işlenmesinde yaygın kullanılan reaktiflerin izin verilebilir seviyelerinin ve etkileşim yapan maddelerin etkilerinin incelenmesi gerekmiştir.
Bu çalışmada, proteinin çözeltide veya asitler ya da diğer ajanlarla çökeltilmesinden sonra ölçümü için yöntemler sunulmakta, ayrıca 0,2 µg kadar düşük miktarlardaki proteinlerin tayini mümkün kılınmaktadır.
Rea%2
Rea%0,
Tepki verAl
ReaktifNe
RS
Folin–Ciocalteu fenol reaktifi (Eimer ve Amend, Fisher Scientific Company, New York), NaOH ile fenolftalein son noktasına kadar titre edilir. Bu titrasyon esas alınarak reaktif yaklaşık iki kat seyreltilir ve 1 N asidik çözelti

Aziz L.– WashingtonGünile ilgili
1920’li yıllardan beri kullanılan Folin fenol reaktifi, hassas ölçüm potansiyeline rağmen yaygınlaşmamıştı. Lowry ve arkadaşları, bu reaktifi optimize ederek yöntemin sınırlılıklarını ortadan kaldırdı. Araştırmacılar, pH değişimleri, reaksiyon süresi ve reaktif derişimlerini ayrıntılı biçimde inceleyerek güvenilir bir protokol oluşturdu.
Yeni yöntem, çözeltideki ya da asitlerle çökeltilmiş haldeki proteinleri ölçmeyi mümkün kılıyor. Üstelik sadece 0,2 mikrogram gibi son derece düşük miktarlardaki proteinlerin tespitine imkân tanıyor. Bu, özellikle tıp ve biyokimya laboratuvarlarında daha hassas deneyler yapılabilmesini sağlayacak.
Yorumlar